9 Ocak 2011 Pazar

Bitmek bilmeyen haftasonum.

Herşey İzmir'den dönüp hasta hasta misafir kabul etmemle başladı.
Kendime not: Hayır demeyi öğren bence.
Cuma günü ,ertesi gün  geleceklerini öğrenince ,akşamında koştur koştur alışverişe gittik.Sinema biletlerimizi yaktık ki eve dönüp aldıklarımı yerleştirip, balıkları marine edebileyim.Lokum'un da bi keyifsizliği vardı ama anlayamadık.
Cumartesi sabahının bir köründe kalktık.Ersan'ın toplantısı olduğundan o işe, ben mutfağa.Tam hazırlıklara başladım ki Lokum sürekli ağlıyor ,ben de kızıyorum, yeni çıktın dısarı ,viykleme lütfen ,homurdanma diye.Derdi başkaymış meğerse çocuğumun.Arkamı dönmeme kalmadan öksürür gibi kusmaya başladı halının ortasına.(Lokum'un eve kusmama gibi bir huyu vardır; uyarır seni ve dısarı çıkarttırır kendini.Eve de kusarsa inanılmaz mutsuz olur.Suç işlemiş gibi bir kenarda durur) Dr.unu aradım hemen,bekleyip gözlemlemem gerektiği söyledi.Sonrasında temizlikti,yemekti,sofraydı saati 5 ettik.Bu arada sürekli ilgi bekliyor tabi Lokum.Bu kadarcık hasta olmak bile çok zor onun için.Nazlı oğlum benim.
Neyse saat 5 olmuş hala kaç kişi gelecekler öğrenememiştim.
Aradım 5 dkya arıyoruz dediler.
Yarım saat sonra Ersan aradı .Gelmiyorlarmış dedi.Efendim?Gelmiyorlarmış.Efendim?.....
Nedeni ?Oğullarının komutanı çağırmış da hayır diyememişlermiş.
10 kişilik yemeğe 2 saat kala ?
Pes.
Sofraya,mutfaga ve perişan halime baktım.Bu kadar ayrıntıcı olduğum için ilk kez kendimden nefret ettim.
Sonra bir sinir topu beynime doğru hızla yol aldı.
Gözlerim kanlandı.
Gelemeyebilirler.Hersey olabilir.Beni bir arayıp haber vermek zor mu? Bir özür ?
Bihter Ziyagil gibi "ben bu evin hanımıyım, ben Ersan Uysal'ın karısıyım" diye çığlık mı atmam lazım suratınıza suratınıza?
Bu ne saygısızlık,bu ne rahatlık ? Delirmek işten değil.
Neyse oturduk sevgilimle yedik bizde afiyetle.O sinir birikimiyle mide ızdırabım nüks etti pek tabi.Oh olsun bana derken oğlum resmen hastalığımı üstlendi.
Birden deli gibi kusmaya öksürmeye başladı.Kaptıgımız gibi veterinere gittik.Bekledik üstelik.Bence veterinerliklerin de acil servisi olmalı.Neyse serum bağlandı.Kan testi yapıldı.Mikrobik bi durum yokmuş.Nedeni belirsiz.Ben biliyorum dedim.Tamamen psikolojik benim sıkıntımı kendi üzerine aldı dedim.Asistanın bakışları görülmeye değerdi.
Serumu bitti eve döndük.Miskinlik yapmaya çalıştık.
Tam uyumaya çalışıyoruz ki üst komşu teşrif etti.Efendim köpeğimizin ağlama sesi geliyormuş.E hasta.Bir sor ne oldu diye önce.Artık o sinirle nası çemkirdiysem kadına gık diyemeden geri gitti.Uykumuzu da kaçırdı ama saçma insan.Birşeyler yedik.Evde duralım Lokum'la ilgilenelim bugün çıkmayalım dedikFilm seçtik (berbat çıktı).Ben yattım, sevdicek " mutfağı toplayayım ben ,sen de dinlen" dedi.Sevindim ne şanslıyım dedim.Tam uykuya dalmıştım ki Ersan'ın "aşşşşşşkııııımmmmmmmmmmmmm bu makinaya bişi olmuş olabilir miiiiiiii "çığlığıyla yataktan zıpladım.
Ve kapağı açınca gördüğüm manzara..

4 saatimi ayırdım kendisini normal formlara geri getirebilmek için.Kaldı ki beceremedik yarın servis gelecek.
Neyse ki Lokum ayaklandı.Tek tesellim o şuan için.
Dilini sevdiğimin iti.Sen hep iyi ol bizde oluruz.

Biran önce pazartesi olsun.I have had enough of this weekend!

4 yorum:

Özge dedi ki...

şaka gibi geçmiş hakikaten, insan yaşarken çıldıracakmış gibi oluyor ama sonra anlatılacak çok eğlenceli bir anı olmuş bence bu makina durumu :))

Sémy dedi ki...

Allah beterinden saklasın ne diyim :)
Makina da tuzu biberi oldu.Bence bir daha mutfağa girmemek için bilerek yaptı sevgilim :))

Nilgün Torunoğlu dedi ki...

Of of!Teker teker gelseler ya topu birden gelmiş.Geçmiş olsun,sinir edici daha da beteri çıldırtıcı bir durum.Neyse ki Lokum iyiyiymiş onların hastalığına hiç dayanamıyorum ben:(

Sémy dedi ki...

Aynen Nilgün ablacım.Çok şükür o iyi ..Aynen bende hiç dayanamıyorum :(