5 Aralık 2011 Pazartesi

Kendime notlar..


Büyüdü be eşşoğlusu.
Şuan 35 kilo ve artık kucağıma almakta zorlanıyorum.
En sevdiği varlık hala benim.
Tavuklu barfla besleniyor.Bundan karşılıklı mutluyuz.
Sağ arka ayağı arada hala beni korkutuyor , çekiliyor ama genel olarak çok sağlıklı.
Çok tüy döküyor bu aralar.
Kendini korumaya başladı.Hırlaştığı köpekler oluyor arada sonra acayip bi ses çıkarıyor hoşuma giden. (evet ne olmuş?)
Dün hayatında ilk kez eve çişini yapmış.Biz evde yokken.Yataga hemde.Çok yüzmüştü ,deniz suyu çok içmişti.Eve geldi 2 tas daha su bitirdi.Tutamamış.Çok sıkıştı demek ki ,dayanamadı.
Gitmiş bi de saklanmış 2 saat aradık evde.Hala morali  çok bozuk.
O mahçubiyetini yerim senin.Tek üzüldüğüm bu mahçup hallerin oldu.
Kıyamam ben sana, olan Ersan'ın bebeklik yorganına olsun bişi olmaz.
Olur olm öyle kazalar arada :)
Taparım her bi hücrene.





Matilda

Sevgili dostum aynı senin küçüklüğün değil mi sence de? Bi dizinde yaraları eksik.Değilse bile en azından bence öyle, ki kabul görmesi gereken bi durum bu.
Öyle dedim.
Hı bi de ne derler, ben dedim oldu.
Filmi mutlaka izlemesin.
Mara Wilson'ım benim.
Öperim.




Kardeş olabilmek..

Ablamın doğum günü..
Ve bu hiç okumayacağı  bir özür yazısı..
Ne zordur abla olmak.İçin için kemirirken artık sahip olduğun tüm sevgilerini bir başkasıyla paylaşacağını biliyor olmak,en yüksek koruma güdüsüyle üstüne kapanırsın ,başka çocuklardan dayak yemesin diye.Sen dövebilirsin ama, o ayrı..

Sonra bir küçük kardeş daha gelir.Büyük ablanın papucu dama atılır.O artık oyunlarda hep yalnızdır.Küçük kardeş ortancanındır ve paylaşılmaz.Büyük ablayla o günden sonra lego bile oynanmaz.
"Ama anne sandalyenin altına kardeşimle anca sığıyoruz ona yer yok."
"Biz bitirelim o oynar."
 Kuzinenin 2 yanını bile paylaşmıştık,sınırlarımız vardı.Sol taraf minik kardeşle benim,sağ taraf büyük ablanın.Yine tek..
Ah en büyük pişmanlığım..Ah bi geri dönebilsem.Ah bi geri dönüp sarılıp, yalvarıp onu da oyunumuza alabilsem , yalnız ,yapayalnız ,o aptal kuzenime mecbur bırakmamış olsam...
Çoğu zaman üvey kardeş olduğumuzu düşünürdüm.Yoksa göz bebeğim kardeşimi bu kadar severken ablama neden bu kadar..Seviyordum çok seviyordum ama o yokmuş gibi davranıyordum.
Anneme çok kızıyorum bazen..Nasıl fark edemez insan diye..O da çok pişman biliyorum,daha da dillendirip onu da üzmenin bir anlamı yok.Ama kızıyorum elimde değil..
Londra'da başbaşa bir evde kalana kadar kıymetini anlamadık birbirimizin.Binlerce km ötede evimizden..
Kardeş sevgisi başka, bambaşka..O ki kendi başına gelirken aynı şeyler düşünmezken ne olacağını, kardeşine olabilme ihtimaliyle içi ezilir insanın.Hemen dikenlerini çıkarır dışarı,yumuşak korunaklı içine alır.İyileştirmeye ,korumaya çalışır olanca aklıyla,gücüyle.
Annenin en büyük hediyesidir onlar sana.Kıymetini bilmek lazım.
Vakti zamanında..

Canım,güzel ablam,
Geri getiremeyeceğimi bildiğim tüm çocukluk anıların için senden binlerce kez özür dilerim.
Benim "panço" yiyememe nedenim de bu belki..
Senin annemin "minik kuşu" olma nedenin de..
Seni çok seviyorum.
Çok.
Doğum günün kutlu olsun.