20 Ocak 2011 Perşembe

Veteriner yolları arşınlanıyor yine..

Evet yine.. Alejik bir reaksiyon vermiş derisi.Ne olduğu meçhul geçen seferkinden çok çok çok daha kötü.İlk gödüğümde bayılacak gibi oldum.Traş da etmişler zaten hepten ortaya çıkmış :(
Pire ısırıgına alerji olmuş olabilirmiş.Frontline pire ısırınca zehirleyip öldürüyormuş.Hani üzerine gelmemesi gibi bir durum söz konusu değilmiş.Çayırdan çimenden gelebilirmiş.1 haftaya kadar büyük ihtimalle geçecekmiş.
Mış-miş-muş yani.
Yoruldum.
Lokum'dan değil .Kesin cevap alamamaktan yoruldum.
Her ay yeni bir macera,her dısarı çıkışımız bir olay.Ben bu köpeğe bakamıyorum.Net bu ,anladım.


Bunlar da fotolar.Hoş hiç bişi belli olmuyor fotolarda.Çok daha vahim bi halde anlayacağınız.Geçicek inşallah.



13 Ocak 2011 Perşembe

Hasdal ve barınak vahşetleri..



Aslında hiç önemli değil barınağın "Hasdal" olup olmadığı.Aslında buranın bir barınak olup olması bile önemli değil.Türkiye'de yaşanıp yaşanmadığı bile önemli değil konunun özüne inince.
Vicdanıdır hukuku insanın;terazisi,tartısı.Merhametidir insanlığı.
İlk değil biliyorum,son olmayacağını da.
Hayvan sevmeyen bir mahlukat nasıl baytar olur ?
Kısırlaştırıyorum diye doğrayarak o yavruları nasıl sağa sola savurur ?
Bunu gören bir insan(!) nasıl kayıtsız kalır?
Bilmiyorum.Aklım,mantığım,vicdanım almıyor.


Bugün barınaklarda ve belediyenin sağladığı kaynaklarla yapılan kısırlaştırmalar sonu "öldürülmeyen"köpek sayısı %10.Bunlarda ormanların ücra köşelerine atılıp üremeden ölümü bekliyorlar zaten.
Sokaklarda yaşayıp belediye tarafından "zehirli etle beslenen" yavrulardan bahsetmiyorum bile.
Bana tuhaf gelen topluma bunun normal gelmesi.Bir avuç anormalden olmaksa gurur verici.
Aşağıda bir video linki yayınlayacağım.
Ben 40. saniyeden sonrasını izleyemedim.Siz de izleyebilir misiniz yine bilmiyorum.


Tek söylemek istediğim bu ülke de böyle gerçeklerin de olduğu ve kayıtsız kalmanın yapacağımız en büyük kötülük olduğu.
Evimizde en iyi mamalarla besleyip,en iyi veterinerlere götürdüğümüz canlarımızla veya bunları yazmakla gerçek hayvansever olamıyoruz.(Benden çok daha aktif bu canlara ömrünü adamış arkadaşlarım var ki onlara saygım sevgim sonsuz)
Bunu okuyan kişilerden biri bile duyarlılık gösterse benim için kar olacak, ben iç acımla bu yazıyı yazarken sadece buna inanıyorum.




Belediyeden şuan için bir tepki,bir açıklama yok.
İçki yasaklarının gündemde olduğu; ilkokulda ki çocuklarımızın aralarına 45 cm mesafe konulduğu,çocuğa silah verilirken ,insana değerin verilmediği;toprakların parsel parsel özelleştirme adıyla satıldığı;öğrencilere terörist muamelesi yapılırken;asıl teröristin vergilerimizle beslendiği tuhaf bir noktadayız.Kendimizi kimlere beğendireceğimizi şaşırmış durumdayız memleket olarak.Yakın takipte olduğumuz İran'da da yeni kanunlar uygulanmaya başlamış.Hayvan beslemek yasak ve dısarda dolaştırırken görülürlerse  hayvanın tüfekle görevliler tarafından vurulması yasal. Bu "gelişmiş" kanunları yakında bizde de meşrulaştırılırsa şaşırmayın sakın.İnce ince nakışlanıyor bütün hedefler.

Neresinden tutsam elimde kalıyor mevzu.Anlayan anlamıştır zaten ne söylemek istediğimi.Sizden ricam eğer okuyorsanız tepkinizi esirgemeyin.

Bir kelebeğin kanat hareketinin yüzlerce kilometre ötede bir kasırga başlatabileceğine inanlardanım hala.Belki tepkisel etkimiz sandığımızdan çok daha kuvvetli olabilir.
Sevgiler.


http://www.facebook.com/video/video.php?v=144278505629683&oid=117344904983974&comments  (+18)




Aşağıda da yanında rakısı ve köpeğiyle bu ülkeyi kurtaran Ulu Önderim.Ah Atam kemiklerin sızlıyordur eminim.







Fotograflar evcilshop.com'dan alıntıdır.

Blogumun ilk ödülü :)

Blogumuzun ilk ödülü ona gelen ödülü bizimle paylaşan lezzetler diyarının kraliçesi http://lezzetyagmuru.blogspot.com/ ' dan geldi. :)
Kendisine cömert yüreğinden ötürü çook çok teşekkür ediyoruz.Bütün sevgilerimizi bugun kendisine yolluyoruz.:)

Bu da smile award ödülümüz.Pek mutluyuz :)

10 Ocak 2011 Pazartesi

Özge için videolar :)



Bulabildiklerim şimdilik bunlar.Çekimler pek iyi değil.Ama durum bundan ibaret.
O ince havlama gibi olan muazzam sesi sürekli duyuyoruz.Üzülme arkadaşım yalnız değilsin :))

9 Ocak 2011 Pazar

Bitmek bilmeyen haftasonum.

Herşey İzmir'den dönüp hasta hasta misafir kabul etmemle başladı.
Kendime not: Hayır demeyi öğren bence.
Cuma günü ,ertesi gün  geleceklerini öğrenince ,akşamında koştur koştur alışverişe gittik.Sinema biletlerimizi yaktık ki eve dönüp aldıklarımı yerleştirip, balıkları marine edebileyim.Lokum'un da bi keyifsizliği vardı ama anlayamadık.
Cumartesi sabahının bir köründe kalktık.Ersan'ın toplantısı olduğundan o işe, ben mutfağa.Tam hazırlıklara başladım ki Lokum sürekli ağlıyor ,ben de kızıyorum, yeni çıktın dısarı ,viykleme lütfen ,homurdanma diye.Derdi başkaymış meğerse çocuğumun.Arkamı dönmeme kalmadan öksürür gibi kusmaya başladı halının ortasına.(Lokum'un eve kusmama gibi bir huyu vardır; uyarır seni ve dısarı çıkarttırır kendini.Eve de kusarsa inanılmaz mutsuz olur.Suç işlemiş gibi bir kenarda durur) Dr.unu aradım hemen,bekleyip gözlemlemem gerektiği söyledi.Sonrasında temizlikti,yemekti,sofraydı saati 5 ettik.Bu arada sürekli ilgi bekliyor tabi Lokum.Bu kadarcık hasta olmak bile çok zor onun için.Nazlı oğlum benim.
Neyse saat 5 olmuş hala kaç kişi gelecekler öğrenememiştim.
Aradım 5 dkya arıyoruz dediler.
Yarım saat sonra Ersan aradı .Gelmiyorlarmış dedi.Efendim?Gelmiyorlarmış.Efendim?.....
Nedeni ?Oğullarının komutanı çağırmış da hayır diyememişlermiş.
10 kişilik yemeğe 2 saat kala ?
Pes.
Sofraya,mutfaga ve perişan halime baktım.Bu kadar ayrıntıcı olduğum için ilk kez kendimden nefret ettim.
Sonra bir sinir topu beynime doğru hızla yol aldı.
Gözlerim kanlandı.
Gelemeyebilirler.Hersey olabilir.Beni bir arayıp haber vermek zor mu? Bir özür ?
Bihter Ziyagil gibi "ben bu evin hanımıyım, ben Ersan Uysal'ın karısıyım" diye çığlık mı atmam lazım suratınıza suratınıza?
Bu ne saygısızlık,bu ne rahatlık ? Delirmek işten değil.
Neyse oturduk sevgilimle yedik bizde afiyetle.O sinir birikimiyle mide ızdırabım nüks etti pek tabi.Oh olsun bana derken oğlum resmen hastalığımı üstlendi.
Birden deli gibi kusmaya öksürmeye başladı.Kaptıgımız gibi veterinere gittik.Bekledik üstelik.Bence veterinerliklerin de acil servisi olmalı.Neyse serum bağlandı.Kan testi yapıldı.Mikrobik bi durum yokmuş.Nedeni belirsiz.Ben biliyorum dedim.Tamamen psikolojik benim sıkıntımı kendi üzerine aldı dedim.Asistanın bakışları görülmeye değerdi.
Serumu bitti eve döndük.Miskinlik yapmaya çalıştık.
Tam uyumaya çalışıyoruz ki üst komşu teşrif etti.Efendim köpeğimizin ağlama sesi geliyormuş.E hasta.Bir sor ne oldu diye önce.Artık o sinirle nası çemkirdiysem kadına gık diyemeden geri gitti.Uykumuzu da kaçırdı ama saçma insan.Birşeyler yedik.Evde duralım Lokum'la ilgilenelim bugün çıkmayalım dedikFilm seçtik (berbat çıktı).Ben yattım, sevdicek " mutfağı toplayayım ben ,sen de dinlen" dedi.Sevindim ne şanslıyım dedim.Tam uykuya dalmıştım ki Ersan'ın "aşşşşşşkııııımmmmmmmmmmmmm bu makinaya bişi olmuş olabilir miiiiiiii "çığlığıyla yataktan zıpladım.
Ve kapağı açınca gördüğüm manzara..

4 saatimi ayırdım kendisini normal formlara geri getirebilmek için.Kaldı ki beceremedik yarın servis gelecek.
Neyse ki Lokum ayaklandı.Tek tesellim o şuan için.
Dilini sevdiğimin iti.Sen hep iyi ol bizde oluruz.

Biran önce pazartesi olsun.I have had enough of this weekend!

7 Ocak 2011 Cuma

İzmir

İzmir'e de gittim geldim.
2 buçuk güne "Gıda zehirlenmesi,bebek kokusu,dost sohbeti,kardeş uğurlaması,cinsiyet tayini" sığdıran kendimi ve arkadaşlarımı kutluyorum.
İyi mi geldi kötü mü anlayamadım.Ama İzmir'i özlüyorum bunu biliyorum.
Bana yaranılmaz.


Ps: Kardeşim seni çok özlüyorum be.Hadi hemen gel.

2 Ocak 2011 Pazar

01.01.11


Uyuşuk ve Lokumsuz bir gün.Olabildiğine sakin...
Bazı dostlar kıymetlidir.Çok mutlu olsun istenir.Bu sene ki dualarım onlar için.Yollarına hiç bir engelin çıkmadığı ya da çıkan ,çıkabilecek engelleri omuz omuza aşacakları bir yıl olur da ; o hayal ettikleri çok mutlu sonlarına ulaşabilirler umarım.
Amin amin aminnn.
Bunlar dün geceden.
Çok mutlu olun e mi ?