11 Aralık 2010 Cumartesi

Ve zümrüt gözlü küçük kadınımı uğurladık...

İnsanın canı bu kadar acıyabiliyormuş demek ki...
İlk annem ananem... Kucağımızda indirdiğimiz evinin önüne o çirkin tabutla geri götürdük seni..
Son kez  -yıkarlarken- yanında olabildim. Soğuk ellerini öptüm bol bol, sıkı sıkı tuttum.Yanındayım korkma diyebilmek için.Hissedebilirmişsin gibi.. Onca acıya o küçücük bedeninle katlanırken hiç gitmek istemedin.Ama olmadı...
Elinden geleni yapsa da insan içi rahat etmiyormuş demek ki..
Herkese benim ismimle seslendiğin o günler bitti mi ki ? Ben anane güzeli diye en sıkkın olduğumda bile gülerek yanına koşamayacak mıyım şimdi? Beni görünce ışıldayan o gözlerin kapanmamıştı ki..Yok yok inanmamak en güzel çözüm , ruhun inkarı..
Kimseyi sevmiyorum bugün.Ersan'ı,Lokum'u,Atakan'ı bile.. Kötü tesadüf Ersan'ın bugün doğum günü.
Herkes dokunuyor,herkes yoruyor. Hırsımı birilerinden çıkarasım var. Ve dengesiz kararlarım.Sığamıyorum kendi kalıbıma.Çığlıklarla ağlayasım varken susuyorum.Birileriyle dertleşmek isterken herkese koca bir set çekiyorum.
Seni orada yapayalnız bıraktığımızı düşündükçe...
Soğuk toprak üşütmesin onu Allahım ne'olur...
Tek tesellim dedeciğime kavuşmuş olman.Sen ona emanetsin artık bir de yüce rabbime.
Çok seviyorum seni çok.
Kokun taa en içimde..